Güvenli ve Özgür Yazılım

Veri birikimi gelişen internet ile dünyanın mücadelesi ve istihbarat savaşı haline geldi. Geneli ABD ve Rus şirketler olmak üzere bir çok ülkeden farklı şirket ‘sınırsız veri depolama’ hizmeti vermeye başladı.

Google Drive, Microsoft OneDrive gibi pek çok ABD bulut yazılımları özellikle akademisyen ve öğrencilere sınırsız depolama alanları sunuyor. Geleceğin mühendisi, siyasetçisi, hukukçusu, doktoru olacak genç kardeşlerimizin farkına varması gereken durum ise verdikleri her verinin (kendilerine sıradan görünse bile) gelecekte önlerine çıkan tehdit ve şantaj konusu olma ihtimalidir. Günümüzde söylemleri birbirleri ile tutmayan siyasiler, kasetler, şantajlar gibi aynı konu herhangi bir şirket yöneten CEO için de geçerli, davalara bakan hakim, avukat için de geçerli. Herhangi bir şirkette çalışıp önemli yerlere gelmiş olan bir mühendis için de geçerli. Kısacası; bulut hizmeti kullanmak geçmişte bir kişinin hayatının gizlice takip edilip şantaj raporu hazırlanmasının tarih olduğunu, yeni raporu kişilerin bu ücretsiz hizmetleri kullanarak kendi elleriyle karşıya teslim ettikleri anlamına geliyor. Hiçbir küresel ticari şirketin masum olmadığı, dünya kanunlarının onların ve arkalarındaki Siyon yapının taleplerine göre şekillendiği bir dünya düzeninde, hiçbir insanın verisi güvende değildir.

Kendi kontrolümüz dışında oluşan tüm veri hizmeti bizler için risk oluşturmaktadır. Her insanın kendi sunucusu ile verilerini koruma altına alması pek mümkün değildir, ancak en iyi mücadele yöntemi de şüphesiz yerelleşmemizdir. En ucuz ve masrafsız yöntem ise açık ve özgür kaynak kodlu bir işletim sistemine takılan USB ya da HDD/SSD bellekte verilerin yedeklenmesidir. Ancak bunun mümkün olmadığı ve dünyanın dört bir tarafından veriye 7/24 erişim içinde olmamız gerektiğinden kişiler kendi sunucularını kurma gücüne erişene dek, Türkiye Devleti Kanunlarına muhattab şirketlerin yazılımlarını kullanmaları kabul edilebilir olmaktadır.
Herhangi bir yazılımın açık ve özgür olmasının yanı sıra bununla beraber, sunucu tarafınında denetlenebilir olması önemlidir. NextCloud iyi bir açık ve özgür yazılım bulut depolama alternatifi olsa da sunucu kendi elimizde olmadıktan sonra o da güvenli değildir. Üstelik diğerlerinden daha tehlikeli bile sayılabilir. Sıradan, şirketleşmemiş, küçük yurtdışı şirketleri ya da kişilerin sunucularına verilen veriler Türkiye Devleti Kanunları altında işlev gören şirketler kadar güvenli sayılmazlar.

Herşeyden önce insanımıza sorumluluk aşılamalı, “Google benim verimi ne yapacak” anlayışını yıkmamız gereklidir. Pis bir ortamda bulunmamak insanlarımızın tercihidir, Google ise yeni bir istihbarat aracıdır ve onun aracılığıyla bizler çoğunu görmesek bile bir çok insan tehdit ve santaja uğramaktadır. Böyle bir pis ortamda bulunmanın yanlış olduğu ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ anlayışının artık yıkılması gerektiği ‘zulmeden zalim kahrolsun’ anlayışının yaygınlaştırılması gereklidir.

Geçiş aniden değil kademeli gerçekleştirilmelidir, açık ve özgür yazılımın önemi vurgulanmalı ve sevdirilmelidir. Ayrıca öğretilmelidir; “açık ve özgür kaynak” ilk duyulduğunda ‘açık’ kelimesi sebebiyle çoğu insanda ‘güvensiz’ duygusunu uyandırıyor. Bu sebeple ya 'açık kaynak’ı iyi bir biçimde anlatabilmeliyiz ya da ‘açık kaynak’ kelimesini kullanmamalı bunu “Güvenli kaynak” tabiri ile değiştirp psikolojik bir etki uyandırmalıyız.
Güvenli (açık) ve özgür kaynağın önemini kavrayan ve seven bir toplum gönüllü olarak kapalı kaynak yazılımlardan kopmak isteyeceklerdir.

Bu süreçte ise Güvenli ve Özgür Yazılım halka ibraz edilmelidir. Güvenli (Açık) ve Özgür Yazılımların yerlisini üretip rağbeti daha fazla arttırabiliriz. Bunun için ise teknoloji sayfaları biz Güvenli Kaynak ve Özgür Yazılım severler tarafından sıkça muhatap alınmalı ve tenkid edilmelidir. Gerek sayfalarında bulunan yorumlar, gerek mail ile bunlar yapılmalıdır. Bir yandan ise alternatif bir teknoloji haber sayfası ile rekabet içinde olmalı ve Güvenli ve Özgür Kaynağı yaymalıyız.

4 Beğeni

Ülkemiz maalesef açık kaynak kodlu özgür yazılımlar konusunda çok geriden gidiyor. Üniversitelerimizden mezun olan öğrencilerimizin büyük çoğunluğu bu türlü yazılımların ne olduğunu dahi bilmiyorlar. Şahsen ben görev yaptığım yükseköğretim kurumunda öğrencilerime pardus işletim sistemini kullanıp kullanmadıklarını soruyorum. Bir çoğunun haberi dahi yok. Haberi olanlar da kullanım konusunda çeşitli bahaneler uyduruyorlar. Öncelikle açık kaynak kodlu özgür yazımlar konusu üniversitelerin bilişim ve teknoloji ile ilgili tüm bölümlerinde ders müfredatlarına konmalı ve ders olarak anlatılmalı, öğrenciler bu alanlara yönlendirilmelidir. Böylece yerli açık kaynak kodlu güvenli yazılımlar ile pardus ve benzer işletim sistemlerinin gelişimine katkıda bulunulmuş olunur. Yani sözün özü bu iş üniversitelerde başlıyor.
Buna örnek olarak Çin’in yeni geliştirmiş olduğu openkylin linux işletim sistemini verebiliriz. Adamlar işe önce üniversiteler ile başladılar. Çok güzel, kullanışlı ve estetiğe dayalı bir işletim sistemi ortaya çıkardılar. Şu anda bildiğim kadarıyla openkylin’in üniversiteler başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında kullanımını zorunlu hale getirmek için çalışıyorlar.

3 Beğeni

Bu işler devlet tarafından üst yönetici eliyle yapılır.Alt yöneticiler de üst yöneticiye bakar ya da alışılmışa devam eder en büyük sorun alışılmışa devam etmektir.Yıllardır kurumların Pardus’a geçmesi çabası var fakat kaplumbağa hızı ile ilerliyor.Kurumun kullandığı bir uygulama oluyor o uygulama genellikle Windovs üzerinde çalışmak üzere ayarlanmış Pardus’a geçtiğinde o uygulama çalışmıyor sonra da bak Pardus’da şu uygulama çalışmıyor deniyor çözüm olarak o uygulamayı Pardus üzerinde çalışır hale getirmek gerek onu da genelde üst yönetici yapabilir.Kararların yukarıda alınması gerekiyor.

2 Beğeni

Fakat alttan böyle bir şey başlar ve böyle kullanılırsa, bir zaman sonra devlet üst yönetimi o kadarı alır. Böylesi de mümkün.

Bu işi sırtlanan çok kalabalık bir kitle yok zaten. Bu kitlenin bir kısmı bunu kullansa ve diğerleri yavaş yavaş ona yönelse, doğal bir dönüşüm olmuş olur.

2 Beğeni

Linux geçmişine bakarsanız bugüne kadar herhangi bir devletin desteği ile gelmediğini görürsünüz. Kamunun geçişi elbette ki devletin işidir, çünkü kamular devletin kurumlarıdır. Ancak halkın elinde olan bir tercih daha var. Bu da halkı bilinçaltı ile yönlendirmektir. Bunun en başarılı yolu ise haber kaynaklarını yönetmek ve yönlendirmekle mümkün olur.

Sizin bahsettiğiniz konuya gelecek olursak da;

Eğer program Windows’a bağımlı biçimde yazıldıysa onu Linux’a uygun hâle getirmek pek mümkün değildir, çünkü Windows ve kütüphaneleri kapalı kaynaktır. Pardus/Linux’un o programı değil, o programın Linux’u desteklemesi gereklidir.

Ki devlette bunun önüne geçiyor ve Windows kütüphanelerine bağımlı, kapalı kaynak yazılımlar yerine yakında açık kaynak yazılımlara geçecek. Onun için bu sabah yayınladığım şu haberi okuyabilirsiniz.

2 Beğeni

İşin açıkçası burası Pardus Forum’sa, bir nevi Pardus’un ağır topları da buradaysa, bu işin yönlendiricileri ve yayıcıları da buradaysa, bu forumda “Evet bu doğrudur, buna yönelmek lazım” gibi bir genel kanı oluştuktan sonra süreç ona doğru evrilir. Evrilmelidir. Daha doğrusu bu ortak duruşu göstermiyorsa, buradaki hiç kimsenin devlet bu işe el atmıyor deme hakkı da olmaz. Sosyal gruplar (STK’lar, Forumlar vs) böyle hareket eder.

Burada arkadaş bir öneri sunmuş. Bu öneri kabul görür mü görmez mi, mantıklı mı değil mi kısmını konuşmak gerek bence.

3 Beğeni

Bu algı yıkılamaz değil ama çok zor yıkmak. Google yerine firefox kullanmayı önerdiğim herkesten aldığım cevap bu. Aslında bu cevabı rahatını bozmak istemeyenler veriyor…

Şu noktaya dikkat çekmek isterim. Stok Android kullanan arkadaşlar Google yazılımlarını tamamen silemiyor. İstensede istenmesede o cihazdan veri toplanıyor.

Sosyal Medya hakkındaki yazımda bahsetmiş olduğum gizlilik sözleşmesi şuanda en popüler olan sosyal medya uygulamasınındır. Buna bile “ne olacak ki?” diyenler oldu. Yerli uygulama kullanın deyince “mesajlarım çalınıyor” cevabını almakta acayibime gidiyor.

Güzel noktalara vurgu yapmışsınız. Elinize emeğinize sağlık.

2 Beğeni

Bunu ara ara farklı yerlerde paylaşıyorum. Övünmek için değil ama teşvik etmek için paylaşıyorum.

Google benim işimi çok kolaylaştıran bir sistemdi. Arama motoru, tarayıcı, drive, takvim, e-döküman, e-tablo, rehber, play, android, form, çeviri, harita, youtube… daha bir sürü şeyi tek bir çatı altında toplamış ve birbirine entegre etmiş bir sistem. İşleri o kadar basitleştiriyor ki…

Şimdi bu sistemden vazgeçmek istediğim için birbiriyle entegre olmayan en az 5-6 parçaya bölünecek işlerim. İşin daha kötüsü alternatifleri de tam olarak aynı işleri görmeyecek.

Ama bu birimiz için Gazze hassasiyeti, birimiz için veri depolama ve güvenlik, birimiz için yerliye yönelim, birimiz için tekelleşmenin engellenmesi… Sonucu aynı noktaya çıkan ve bir şeylerden rahatsız insanlar bir yerlerden başlayıp bir şeyleri değiştireceğiz ki çevremizdekiler de yavaş dönüşebilsin.

O dönüşme yavaş yavaş başlayacak ve bu dertli olanlar bir taraftan ihtiyaca yönelik daha güzel yazılımlar yazacak ki dönüşüm hızlansın. Dönüşüm hızlanacak ki, yeni ve güvenli sistemler kurulabilsin.

Allah Erbakan’a rahmet eylesin: “Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.” Bizim işler de tam bu şekilde ilerliyor.

5 Beğeni

Bu konu son yanıttan 30 gün sonra otomatik olarak kapatıldı. Yeni yanıt girilmesine izin verilmiyor.