Yerli Bir Yazılım Üretmek Mantıklı Mı?

Düşünüyorum… Bir şeyler üretilse ne olur?
Sonra diyorum ki hiçbir şey olmaz. Bizim halkımız değişime kapalı. Pardus’un kullanıcı kitlesinin büyük çoğunluğu kamu. Devlet olmasa Pardus bile bu kadar duyulmayacaktı.
Kendi halkımıza daha kendi ürünlerimizi kabul ettiremiyoruz.

Lisedeydim. Kimse Telegram kullanmıyordu. Ben arkadaşlarıma Telegram kurun, bakın bu özellik var, bu var dedim. Onlar hiç oralı bile olmadılar…
Şimdi ise üniversitedeyim. Arkadaşlarıma Pardus’u gösteriyorum “ne gerek var” diyor adam. Diğeri “oyun oynanıyor mu” diyor.
Bir konu hakkında arama sonucunun linkini atıyorum. Adam diyor ki; “Vuhuv.com ne”.
İnsanlara Android’i bile anlatamıyoruz. Açık kaynak diyorsun. “Açık işte, Apple kapalı kaynak daha güvenli” diyor.

Değer verdiğim bir arkadaşımın bana sorduğu bir soru var; “insanlar mı çok geri, ben mi çok zekiyim. Anlamadım.”

Bende bu sorunun cevabını tam anlamıyla bulamadım.

Bizde mi önümüze hazır geleni kullanmalıyız acaba? Düşünüyorum… Herhangi biri herhangi birşeyden daha güzel birşey üretse;
1- insanların bundan haberi olacak mı?
2- insanlar bunu kullanacak mı?

Bence kimse kullanmayacak. Yani ne üretirsen üret. Kimse alışkanlığını değiştirmeye uğraşmayacak. Çünkü bilmedikleri şeyler hakkında bile yorumları var. “Vuhuv.com ne” şurada da olduğu gibi…

Hedef kitlesi değişime kapalı insanlar için kim neden bişey üretmeye çalışsın ki?

Toplum içerisindeki seninle benzer etkileşimleri yıllardır hemen her gün alıyorum bende “ne gerek var kardeşim, yok bu daha iyi, ı ııı beğenmedim” falan.

Hiç umursamıyorum. Evimde kendi çocuklarım henüz Windows ile tanışmadı, sadece Pardus’u tanıyorlar. Nasıl olsa Windows u öğrenirler. Öğrencilerim de sadece Pardus üzerinde pc kullanımını öğreniyor. Libre Office ile ofis uygulamalarını öğreniyor.

Büyüklerle hiç uğraşma, kendi evinden kardeşinden küçüklerden başla. Tavsiyem bu

9 Beğeni

Ben bir Müslüman olarak hayata her anlamda Kur’an’la bakmak gerektiğine inanıyorum. İmanın gereğinin bu olduğuna inanıyorum.

Bahsettiğin konuda insanlar niye böyle davranıyor diye baktığımda şu ayeti görüyorum:

Onlara “Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin” dendiğinde, “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter” derler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda gitmeyen kimseler olsa da mı? (Maide-104)

Bu bahsettiğimiz sadece imanda değil, alışkanlıklarda da genel tavır. İnsanın genel yapısı bu. Her konuda insanların çoğunluğu böyle davranmayı tercih ediyor.

Peki insan bir şeyin doğru olduğunu biliyor ama insanların çoğunluğu bunun tersine hareket ediyorsa ne yapacak? Kalabalığa mı uyacak?

Gerçekten İbrahim, hak dine yönelen, Allah’a itaat üzere bulunan, tek başına bir ümmet idi. (Nahl - 120)

Müslüman tek başına da olsa bir duruş sahibi olan insan olmak zorundadır. Herkes tersini yapsa bile.

Ve bir hadisi de hayatıma düstur edinmeye çalışıyorum:

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” (Buhârî, Mağâzî, 35)

Bir yerde insanlara faydamın dokunabileceği bir şey yapabiliyorsam, bunu yapmak için elimden geleni yaparım. Bundan da hayır ve Allah’ın rızasını bekleyerek yapmaya çalışırım.

Peki ben güzel bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama insanlar bunu umursamıyor. Ne kadar buna devam edeceğim?

Bu konuda da Nuh (a.s)'ı örnek almaya çalışmak gerekiyor:

Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine elçi olarak gönderdik, içlerinde 950 yıl yaşadı. (Ankebut - 14)

NOT: “Biz teknoloji konuşuyoruz, sen burada ayetlerden bahsetmişsin. Ne alakası var ikisinin?” gibi bir soru gelirse diye de açıklamayı baştan yapıyorum:

Müslüman hayatının her anını Allah için yaşayan, Allah’a göre yaşayan insandır. Böyle düşünüp böyle hareket ettiğinde de inşallah her yaptığı ibadettir. İnsanlara hayrı dokunmak peygamber tavsiyesidir diye insanlara hayır faydalı olacak bir şeyler üretmeye çalışan kişi sünnet işler, yazılım yazıyor dahi olsa. Mevcut dünya düzeni belli sistemler üzerinden insanları kontrol ediyor, parasını da bu sistemden kazanıyor, o zaman ben bu sistemden çıkmaya ve zalimlere para kazandırmamaya çalışıyorum diye yeni bir sistem oturtmaya çalışan inşallah cihad eder. İbadet sadece namaz, oruç değildir, ânın gereğini yapmak da ibadettir. Ama bu düşünce ve bu inançla ve Allah’ın hudutlarına riayet ederek yapılırsa…

Velhasılı kelam: Yaptığımızın doğru, gerekli hatta milli güvenlik seviyesinde önemli bir mesele olduğunu biliyoruz ya… Gayrete devam. :slight_smile:

12 Beğeni

Allah razı olsun hocam dicek bir şey bırakmamışsınız

5 Beğeni

Aslında abi, bahsettiğim şey üretim. Herkes Türkiye’de üretimin düşük olduğunu dile getiriyorlar. Ancak Türkiye’de üretilen hiçbir şey halk tarafından benimsenmiyor. Bir şeyin üretilmesi halkın benimsemesi ile değer kazanır. Kullanılmayacak bir şeyi kim neden üretsin? Ya da neden Türkiye’de üretsin?

Sadece Pardus değil, bu ülkede üretilen herhangi bir ürün. Hiçbiri halk tarafından benimsenmiyor, kabul görmüyor.
Etrafınızda hiç yerli bir markayı öven biri var mı? Bence hiç yoktur. Çünkü yabancı markaları övmekle meşgul bizim halk.

Yaay’ı konuya dahil etmeyeceğim çünkü yazılımsal sorunları var.

Yaani çıktı, yeterli görülebilecek bir vaziyetteydi ama yine halk tarafından kabul görmedi. Vuhuv çıktı, ne kadar kabul görecek merak konusu. Bence o da kabul görmeyecek.

Vestel bile ürettiği televizyonların %80 küsürünü ihraç ediyor. Yeni çıkmış, ne olduğu belirsiz, servisi bile olmayan Çin malı telefonlar satış rekorları kırıyor. Türkiye’de satış yapan yerli firmalar yine dibi görüyor.

2 Beğeni

Hocam dediklerinizin çoğuna katılıyorum ve benzer durumları hem ailemde hem de çevremde yaşıyorum.
Ama biz üretiriz yaparız inşAllah düşüncesininin gitmesi 1 2 günde olmadığı gibi (dedelerimiz Fatihin topu, Harezminin matematiksel başarıları ve her yerde kullanılan algoritma kavramını bulması… ) bu düşüncenin geri gelmesi de 1 2 günde olmayacak.

Ülkemizde şöyle bir sıkıntı da var reklam yapma ve tanıtım malesef yok gibi bir şey. Örneğin bizim okulda oracl* java sınıfı ve okulda veri tabanı olarak onların veri tabanı kullanılıyor ve hocalarımız onlardan eğitim ve seminer alıyorlar. bir benzeri başka okullarda microsoft teknolojileri için geçerli.

Yapmamız gereken biraz psikolojik yöntemlerle bazen de biraz zorlayarak insanları teşvik etmek. Mesela okullarda deney yap kartları için yazılım dersi üniversitelerde Pardus dersi zorunlu gibi bir şey olması lazım ama biraz daha sabretmemiz gerekcek gibi

eğer biz kendi yaptıklarımıza sahip çıkıp tanıtımını yapmazsak ve bilinç sahibi olmazsak gene onların kölesi olmaya devam edecez.

8 Beğeni

Bence pes etmemek lazım. Teknolojik emperyalizmin kölesi olmamak için yerli ve miili teknoloji üretmek zorundayız. Haklısınız, milletimiz alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmiyor. Bu konuda hepimiz elinden geleni yapmalıyız. Örneğin ben bir öğretmen olarak sınıf gruplarımı BİP üzerinde oluşturuyorum. Herkes böyle yapsa yüz binlerce veli BİP ile tanışıp kullanacak. Ama malesef sınıflarındaki PARDUS yüklü akıllı tahtalara windows yükleyen zihniyetler var. Burda en büyük görev yine devlete düşüyor. Tüm kamu kurumlarında PARDUS zorunlu hale getirilirse milyonlarca insan PARDUS kullanacak. Cumhurbaşkanlığı tarafından yaklaşık iki yıl önce kurumsal mesajlaşmalarda yerli uygulamalar kullanılması hakkında bir yazı yayınlanmıştı. Ama hiç bir kurum buna uymuyor asker,polis,savcı bile whatsapp ile mesajlaşmaya devam ediyor. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı, bu bir miili güvenlik meselesidir. Devletimiz bunu yani kurumsal mesajlaşmayı yerli uygulamalar ile yapmayı zorunlu kılmalı ve sıkı denetim yapmalıdır. Biz kendi ürünlerimize sahip çıkmazsak daha çooook Devrim otomobili, Zafer otomobili, Aselsan 1923 cep telefonu(henüz Samsung cep telefonu üretmiyorken yaptığımız telefon), Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre … kaybetmeye devam eder ve “Adamlar yapmış yav! Gavur bu işi biliyor! Bizden bi cacık olmaz! Alacaksan Avrupa malı al, Türk malı alınmaz! …” gibi ezik cümleler kurmaya devam ederiz.

11 Beğeni

Bu tahtalara yazılımsal olarak engel koysalar tahtadaki işletim sistemi tek bir merkezden yönetilse çok daha iyi olmaz mı?
Sıfırlanması gerekiyorsa merkezi arayıp bizim tahtayı sıfırlayın diyecekler, onlarda bulundukları yerden direkt olarak yeni Pardus kurulumunu gerçekleştirecekler. Zorunluluk koşmadıkça alışkanlıklar değişmez. Bizim insanımız yeni bişey öğrenmeye kapalı.

İşte sorun da bu. Denetlenmeden neden hiçbir şeye uymuyoruz. İlla arkamızda bir çobanın bizi gütmesi mi gerekiyor?

Şahsen ben bir ürün üretecek olsam bu ürünü Türkiye’de üretmem, Avrupa’da üretirim. Türk milleti kendi markalarına sahip çıkmıyor.
En basitinden Vestel Türkiye’de telefon üretti de ne oldu? O telefonu Avrupa’da üretse Avrupa piyasasında daha fazla tutunurdu. Telefon rakiplerine göre çok ucuz ve kaliteliydi. Özellikle z10 ve z20 modelleri.

2 Beğeni

Denilenlere gerçekten katılıyorum bence Türkiye’de her yazılımın yerli olması ve bunu gururla dağıtılması lazım ama ne üretene destek var nede kullanan bu artık dediğin gibi zorunlu hale getirilmeli alışkanlıklarımız olabilir ama yine de örnek olarak kimse Windows’u doğar doğmaz öğrenmedi yada diğer yazılımları bir anda öğrenmedi bu zamanla oldu ve zaten aşılandı resmen her aldığın bilgisayarda Windows çıkıyor ve bence Türkiye’de satılan bilgisayarlara PARDUS yüklemek lazım yoksa kimse uğraşıp ta USB hazırlayıp PARDUSU diskine kurmaz bunun şuan en mantıklı çözümü bu bir şekilde kurumların artık buna el atması lazım. Mesela bir de Ubuntu Touch var şahsen benim ilgimi çok çekiyor ancak doğru hatırlıyorsam 2017 yılında destek kesilmiş, baktığım bir kaç videoda güzel bir işletim sistemine benziyordu telefonumda öyle bir şey olsun isterdim buna da el atılabilir bir çok telefon markası Android tabanını kullansa da Ubuntu Tocuh tabanlı veya daha zor olacaktır ama PARDUS’u baştan mobil uyumlu yaparak dağıtılabilir öyle bir durumda ben elimden gelen her şeyi yapabilirim mesela Türk bir Instagram, Facebook, WhatsApp zaten yaptığım Instagram ve X (Twitter) tarzı web projem var açık kaynak haline getirir geliştirmek isteyenlerle daha kararlı ve düzgün bir proje yapabilirim ve bu tarz yazılımları o PARDUS’un mobil dağıtımına eklenebilir işletim sisteminde varsayılan olarak yerli yazılımları ekler ve kullanacak olan artık her kim varsa en azından dolaylı olarak kullanır bunu Vestel telefondan örnek vericem Vestel P modeli oluşturup ortalama kullanıcı memnun edecek bir donamımla güçlendirilebilir içinde PARDUS mobil olur ve zaten yazılımcılar olarak o kısmını yaptıktan sonra gerisi devletimize ve halkımıza kalır büyük ihtimalle halk bunu kullanmaya sıcak bakmayabilir ama kullandırmaya özendirilse bir şeyler değişebilir. Şimdi aklıma geldi Apple’ı düşünün harika bir ekosistemleri var bu kalite seven insanları çekiyor cihazları şık donanımları güçlü bu örnek alınırsa zaten PARDUS dağıtımı olacağı için doğal olarak PARDUS ile aralarında daha kolay bir ekosistem yazılabilir şık bir tasarımla kullanıcılara sunulabilir…

1 Beğeni

Saygılar,
Düşünceniz hakkında, sonuçta insanların daha farklı öncelikleri var hayat koşuşturması içinde bir de işletim sistemi seçme gibi ince işlere ilgi duyamıyor malesef ama ben şunu farkettim, faydalarını anlatmak bir yana bilgisayarımdaki özelliklerle olsun pardusu özendirmek yoluyla daha fazla ilgi topladığımı. yani demem o ki bu konu hakkında bir şey yapmak istiyorsanız. farklı bir yaklaşım deneyin empatik yaklaşın.

1 Beğeni

“Pencerelere” mahkum olmamak bile başlı başlına bir değer.
E-postalarımın sonundaki imza kısmına gururla ;
“PARDUS” Milli işletim sisteminde “Evolution” ile gönderilmiştir
yazıyorum.
Sorunlar her zaman olacak.
En basit belki de en anlamsız sorun ve sorulara bıkmadan, sabırla cevap veren çözüm üreten Pardus ekibi ve kullanıcıları ise en büyük yardımcılarımız
Daha ne olsun :slight_smile:
Emeği geçenlerden Allah razı olsun, biz onlardan razıyız.

8 Beğeni

“Balık baştan kokar”

1 Beğeni

Özgür Yazılım ve Açık Kaynak proje takımlaşmalarında “Like-minded” ( aynı fikirde olanların birlikteliği ) diye bir kavram var. Biz projemizi istediğimiz ekip üyeleriyle geliştirme ve bu ekibi organize etme özgürlüğüne sahibiz. Ve bu milli olabilir, olmalıdır da.

Kullanma konusuna gelince , “Kaizen” Japon yaklaşımına göre(bildiğim kadarıyla) bizim yazılımı kullanacaklara kendimizi anlatmamız ve onların bulunduğu daireye dahil olmamız gerek. Ve asla yukardan bakmayarak. Gerçi böyle yapılıyor demiyorum. Sadece Kaizen örneklemesi için dedim.

İktisat örneğinden devam edersek, piyasada her malın bir alıcısı bulunur. Dolayısıyla kısa veya orta vadede veya herhangi bir sürede endişe edilecek birşey bence yok.

Yeterki işimize dört elle sarılalım. Kendi şevkimizi kendimiz kırmayalım.

Teşekkürler.

3 Beğeni

Arkadaşlar herkes kafasındakileri kendince dökmüş ortaya ve kendilerince de haklılar. Ama dünya kendilerince haklı insanlarla dolu :slight_smile: Arkadaşlar biz ne düşünürsek düşünelim sonuçta herkes kendi gerçeğini yaşar ve etrafındaki seçenekleri kullanır her konuda. Birey, etrafındaki insanlar neyi, nerede, nasıl kullanıyorsa doğal olarak diğerlerinden gördüğünü ve herkeste yaygın olanı ve bilineni kullanma eğilimindedir. Doğada tüm canlılar birbirlerinden gördüklerini taklit eder. Bu taklidi yapanlar çoğalıp ortak hareket etmeye başlayınca bir topluluk halini alırlar. Şİmdi öncelikle insanların kullanabilmesi için gerekli aletleri önce bi yapalım. Bunları etrafa serpiştirelim. Ama yaptığımız aletler diğerlerinin yerine geçebilecek nitelikte olsun. İnsanlar ilk başlarda ne kadar iyi yapsakta bildikleri şeyden vazgeçmeyecekler. Bildiklerinden daha iyi bile yapsanız yinede bildiklerine yönelecekler. Bazıları meraklı olup o aletleri alır kullanır ama bunlar sınırlı kalır herkesi etkilemeyebilir. Bizler bu aletlerin var olduğunu duyurmaya devam edeceğiz. Kullanacağız kullandırtacağız zamanla kar topu gibi büyüyecek bu iş. Biz piyasada bu aletleri tuttuğumuz ve arkasında durduğumuz sürece ufak ufak bu işi büyüteceğiz. Gün gelecek şartlar olgunlaşacak. Bizim yaptığımız aletler uzun zamandır kendini kanıtlamış aletler olduğundan ilgi çekecek. kullanan kitlesi arttıkça daha çok rağbet görecek ve piyasası genişleyecek. Bir gün insanlar sürekli kullandıkları aletlere erişemeyince alternatif arayacaklar ve biz işte tamda bu durumda hazır aletlerimizle ürünlerimizle kendimizi gösterebilecek sağlamlıkta olmalıyız. O gün geldiğinde bende varım ve hazırım diyebilirsek tüm ülkede bizim yaptıklarımız kullanılır. İşte tüm bu süreç sabır ve plan işi. Bu süreci ve planı hızladırmanın bir takım yolları da var. Bu da devletimizin yapacağı iş.

2 Beğeni

Bu konu son yanıttan 10 gün sonra otomatik olarak kapatıldı. Yeni yanıt girilmesine izin verilmiyor.