Verilerin güvenliği konusu son dönemde önemini gittikçe artırırken milyonlarca kişinin kullandığı e-Posta hizmetlerine yerli ve milli çözüm geliyor. Bir süredir konuşulan yerli e-Posta projesi ‘e-Devlet’ üzerinden hayata geçirilecek.
Projeyle kullanıcılar, güvenilir ve 7/24 erişilebilir e-posta hizmeti alacak. e-Devlet altyapısının kullanılacağı sistemde vatandaşlara “@turkiye.gov.tr” uzantılı mail verilecek. Kamu kurumları ve kurumsal şirketler için ise kendi alan adlarını (domain) kullanabilecek. Sistemin altyapı ve bilgi güvenliği PTT tarafından sağlanacak. ‘Ulusal Elektronik Posta Sistemi’ adı verilen projenin 2020 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.
Ne yapalım. ilk hedef para olunca özel sektörden vatandaş hayrına bir şey çıkmaz. Para yoksa kim niye uğraşsın ki kimin umurunda memleket. Millilik ve aidiyet duygusu aşırı düşük. Açık kaynak herhangi bir projeye Türkiye’den katılım sayısına bakarak anlayabilir siniz. Muazzam düşüktür. Büyük çaplı projelerde bile bir elin parmaklarını geçmez. onunda yarısı türkçe çeviri kısmında. Bu ülkenin %99’u bir şeylerin olmasını bir başkasından bekliyor. Kimse elini taşın altına koymuyor. vuhuv.com.tr yi bura da duyduğumdan beri tüm cihazlarıma ve tarayıcılara ayarladım. Çok sevindim. Şuanlık googlenin %1 etmez servis olarak ama bir yerden başlanması gerekiyor. Daha iyi olacaklar inşaallah.
Makine mühendisi veya elektronik mühendisi tanıdığım girmişler bir şirkete veya diplomasını kiralamış imza atıp para kazanıyor az-çok. Akşam da kahveye de batak oynayıp bir yandan da ülkenin durumunu tartışıp kahvehane ağzıyla “bu memleketten bir cacık olmaz … ya” diyor.
Bilgisayardan düğünlerde sadece müzik çalan tanıdığıma bir türlü Pardus’a ikna edemedim. “Düğünlerde çalınacak müzikleri flashla getiriyorlar hep te virüslü oluyor bıktım format attırmaktan” diyor ama Pardus’u Linux’u anlatıyorum virüs vs. vs. ama yok adam AIMP te liste yapmayı öğrenmiş şimdi kim uğraşacak diğerleriyle diyor geçmiyor.
Çok haklısınız. Bir de biz ülkece pazarlama tarafında çok gol yiyoruz. Bir yerlilik ve millilik furyası başladı gidiyor. Şu anda piyasada hakim olan markaların kaçı kendi ülkelerinde yerlilik ve millilik parolasıyla reklam yapmış sanki. Tekniğini ve işlevselliğini pazarlayan markalar bunlar hep. Yerli ve milli etiketi üzerine güzel bir makyaj gerekir. Bu özelliği arayanlar illa ki bu makyajı kazıyıp istediği ile karşılaşacaktır. Sıradan vatandaşın kullandığı ürünü-teknolojiyi milli piyade tüfeği pazarlar gibi pazarlamanın anlamı yok. Bu durum ürünün karşısında da bir grup oluşturur. Çünkü kıyısından köşesinden politikleşen bir ifade. Pazarlama ciddi bir iş, bunun için yoğun mesailer harcanmalı. Birkaç içi boşaltılmış cümleyle malesef olmuyor.
Ne güzel bir tartışma. Yazmadan edemedim. Değerli ve kıymetli forum arkadaşlarıma öncelikle selamlar. Kesinlikle yerlilik ve millilik adına söylenen yalanlardan ve kılıflardan bizlerde aşırı bıktık usandık. Bu konuda ben yerli ve milli olarak bir şeyler üreten veya üretmeye çalışan kişilere veya kurumlara çok kızıyorum. Yahu biraz araştırın Allah rızası için. Lütfen sizden ricamdır. Bakınız Kosgeb fuarlar için destek veriyor. Sizde katılın duyurun adınızı. Ama bizde nerde. Kosgeb’e fuarlar için başvuru yapılır. Tüm masraflar şişirilir sonra Kosgeb’de geri zekalı ya onlara göre, güya kanacak ki kanmaz yalanlarına, yeteri kadar ödemeyi yapar sonra vah biz ne yaptım boşuna bir sürü KDV ödeyeceğiz şimdiye döner mesele. Sizce böylelerine güvenip devler bir daha niye destek çıksın. Lütfen böyleleri dediğim için kusuruma bakmayın çünkü böyle olmayanları soyutlamam gerek. Çünkü gerçekten bu işi layıkıyla yapmaya çalışan çok tanıdığım insan var. Bu sebeple özellikle yazılımda ve bilgisayar teknolojilerinde, yerlilik ve millilik arttırılmalı. Özellikle açık kaynak desteği arttırılmalı. Mesela en gıcık gittiğim şeylerden birisi, bir bilgisayar mühendisi, iyi bir ingilizce eğitim almış, bilgisayarı da gerçekten mühendisliği için iyi, oturmuş bir kütüphane yazmış. Yahu ne kadar güzel bir şey değil mi? Çok gurur verici. Türk ve github’da kütüphanesi var. Hemde çok ihtiyaç olan bir alanda ve açık kaynak bulunamayan bir alanda. Ama makale ingilizce. Ben ingilizce bilmek zorunda değilim. Şimdi burada ingiliz siyaseti tartışmayalım ve bu yaşıma kadar teknik terimler harici ingilizce öğrenmek de istemedim hiç. Doktora falan da yapacak imkanım yok zaten. Neyse konuyu dağıtmayalım ama şimdi o arkadaşları eleştiriyorum. Yahu be adam, github uluslararası bir platform anlıyorum da, blog denen ücretsiz sunulan bir yerler var, altına bir link koy. İşte burada da konusunu paylaştım de, 2 dilde yayınla hem Türkçe hem İngilizce. Şimdi diyeceksiniz ki bana bunun konuyla ne alakası var? Arkadaşlar beyin bizden göçmüş. Bilmem anlatabiliyor muyum? Kendi milletimizin evlatları ünlü olmak için her şeyi önce github’da yayınlar olmuş. Peki neden? Bu ayın en çok oylanan projesi olmalı. Bizim zaaflarımızı çok iyi biliyorlar. Nedir onlar? Övülmek, saygı duyulması ve lider gibi gösterilmek. Düşünün bakalım bunların hangisi sizi etkilemez. Adamların kurdukları düzenler hep bunlar üzerine. Pardus projesi bile onların sunucularında ve ordan paylaşıyoruz. Çin devletinin kendi linux dağıtımını gören var mı? Kaynak kodlarına erişen? Rusya’nın linux dağıtımını gören veya kaynak kodlarına erişen? Adamlar açık kaynak bile olsa paylaşmıyorlar. Devlet sırrıdır açık kaynak ise kendi sunucularımızda paylaşırız diyor. Başkasına ihtiyaç yok.Bizim en büyük kaybımız nedir biliyor musunuz? Kendi alfabemizin olmayışı. Göktürk alfabesi kullansak uyum olmayacağı için kendi milletinin faydalanması adına mecbur kendi dilinde yazacaksın ve çevirisi bile zor olacak. İngilizce hiç yabancı gelmiyor vey fransızca. Çince çok yabancı geliyor. Çünkü adamların alfabesi minik kara kalem çalışmalarından geliyor. Acayipler. Neyse dostlarım, çok yazdım ve bende yoruldum. Umarım değerli görüşlerinizi paylaşmaya devam edersiniz ve güzel bir forum olur bu konu başlığı. Hayırlı akşamlar.
Size katılıyorum ancak şöyle bir sorun var: özel kurumlar yapmıyor. Böyle bir girişim için büyük bir bütçe gerekli ve insanlar Pardus’ a yaptıkları gibi görmezden gelecekler. Halk muhtemelen hiç kullanmayacak. “Bizim de böyle ürünümüz var.” diyecek ama kullanmayacak. Paranın büyük bölümü çöpe gidecek. Durum böyleyken özel sektör risk almak istemiyor. Kimse uğraşmayınca iş devlete kalıyor.
Dürüst olsunlar, ciğerimi yesinler.
Son yıllarda yapılan her şey yalan çıkıyor. Yerli ve milli diye reklamını gördüğümüz çoğu yazılım ABD veya Rusya ortaklığıyla yapılmış veya tamamen onlara yaptırılmış ve gizlenmiş oluyor. Böyle durumlar ortaya çıkınca da yalancı çoban işine dönüyor.
Gerçekten kendileri yaparsa veya “Biz yapamıyoruz ama hevesliyiz ve bunlarla ortak olup yaptık.” derlerse, onlara her türlü desteği vermeye hazırım. Ama dediğim gibi, yalancı çoban işine döndü. İnanmakta güçlük çekiyorum.
Kesinlikle hak veriyorum. Google’ı inceleyelim; Halen android projesinde çevrimdışı konuşma tanıma için Türkçe desteği gelmedi bunun takibini kim yapıyor sizce? Açıkça söylemek gerekirse adamların derdi hizmet değil istihbarat. Çevrimdışı olsa ben konuşma tanıma motoruna internet hakkı vermeyeceğim. Böylece benim asistan ile ne konuştuğumu bilemeyecek. Ama 3. dünya ülkeleri olarak gördükleri (bana göre onlar 3. dünya ülkesi- onlar yokken dünya bizdik) milletlerin dillerine hiç önem vermiyorlar çünkü online destek sağlıyorlar. Böylece takip ediyorlar. Bunların derdi nedir diye. Ama bize ait bir asistan olsa ve bu işi başarsa güvenerek kullanırım. Ben google asistanı hiç kullanmayan biriyim. Korkuyorum 20 yıl sonra benim çocuklarımı robotlaştırarak zihinlerini ele geçirecekler diye. Bu benimle başlayan bir zincir olur. Buna müsade etmeyeceğim. Bilgi işlemci birisi olarak hiç bir verinin asla gizli kalmayacağını biliyorum. Bu sebeple internetten alış veriş yaparken bile sanal kart kullanıyorum. Birisi ele geçirirse limit olmasın soyguna uğramayayım diyerek. Ben yerli ve milli derken hep bu ince ayrıntıları düşünmekteyim. Şu anda çevreme telegram kullanmaları konusunda önerilerde bulunmaya başladım. Neden tahmin edin. Çok basit, telegram whatsapp’tan daha güvenilir. Rusya menşeili bir firma ve kendi devletinin istihbarat servisine bir soruşturma davasında taraflar arası yazışmaları veremeyeceğini açıkladı. Bunun tüm dünyada kişilik haklarını ihlal suçu olduğu ve taraflar kendisi kanıt olarak sunmadıkları sürece bunun mümkün olmayacağı şeklinde açıklama yaptılar. Sonuç ne oldu dersiniz; Rusya’da telegram yasaklandı. Peki halk kullanmıyor mu? Evet 40 milyon kullanıcısı var Rusya’da telegram uygulamasının. Halen herkes aktif olarak kullanıyor. Whatsapp tüm yeni diye millete ooovv şunu eklemişler diye sevindiren özelliklerini telegram’dan çalıyor biliyor muydunuz? Şimdi havelsan bir yazışma uygulaması üzerinde çalışmaya başladı. Umarım biraz hızlı olurlar. Çünkü telegram reklamı yapmak yerine kendi yazılımımızın reklamını yaparım. Amaç dünya bağımlılığından kurtularak kendi kendimize yetebilmek. Açık kaynak olması önemli değil ama telegram açık kaynaklı. Meraklısı varsa alıp yerli diye yeniden derleyebilir. Ve telegram kendi sunucularının kullanılmasına müsade ediyor. Uygulama değiştirilmiş olsa bile. Örnek; Telegram’da görüntülü sohbet yok fakat vidogram uygulamasında var. Ben ikisini de kullanıyorum. En güvenilir kopyası. Telegram sunucu kullanıyor bu sebeple verilerimiz güvende. Şimdi ben neden milli bir uygulama istemeyeyim? Demek ki yapılabiliyor. Yapılabilir. Bu tür örnekler saymakla bitmez. Bu sebeple uzun lafın kısası; yerli ve milli bir mail sistemi gelecek diyorduk ya bu iş yine devlete kaldı diyerek üzülmüyor değilim ama en azından arkadaşlar güvende hissedeceğim. Umarım güzel olacak.
